Zeynep Sey «Solucan 2 – Acı» kitabının açıklaması
Sevilmeyi hiç tatmamış insanlar, sevmeyi gerçekten öğrenebilir mi? Nehir, hayatının en büyük sorusuyla yüzleşirken, aşkın acıyla iç içe geçtiği bir hikâyenin tam ortasında bulur kendini. Zeynep Sey’in kaleminden çıkan Solucan 2: Acı, Nehir’in iç dünyasında yaşadığı fırtınaları, Kıvanç’ın derin yaralarını ve aşkın bazen ne kadar yıkıcı olabileceğini anlatıyor.
Nehir, kalbinin sahibini Kıvanç’ta bulduğunu düşündüğünde, bunun bir kurtuluş değil, yeni bir sınav olduğunu anladı. Kıvanç’ın geçmişi, sırları ve derinlere sakladığı acıları, Nehir’in umutlarını yavaş yavaş gölgelemeye başladı. Bir insan, sevdiği kişinin yüklerini taşıyarak ne kadar ileri gidebilir? Aşk, her zaman iyileştirici midir, yoksa bazen en büyük yaraları mı açar?
Bazen kahkahalarla dolu, bazen gözyaşlarıyla ıslanan bu hikâye, okurları Nehir’in iç hesaplaşmalarına, Kıvanç’ın sessiz çığlıklarına ve aşkın en zorlayıcı sınavlarına ortak ediyor. Solucan 2: Acı, yalnızca romantik bir hikâye değil, aynı zamanda hayatın acımasız gerçekleriyle de yüzleşenlerin kitabı.
Nehir, bu yolculukta kendine şu soruyu sormak zorunda kalacak:
“Aşk her şeye yeter mi?”
O Alıntılar
- “Maviydin, gri oldun… Umuttun, acıya karıştın…”
- “Sevgili 2060’taki kendim, sana sadece tek bir konuda akıl vereceğim o da şu: Umudun ve acılarınla kazandığın bu aşkı kaybetme… Çünkü o, sahip olabileceğin en güzel ve özel şey.”
- “Yalnızlık. Öldürüyor beni.”
- “Çünkü hayatta kalmak ne kadar özelse, hiç doğmamış olmak çok daha özeldir…”
- “Tam anlamıyla geçmiyor, acı her zaman ufak da olsa var oluyor…”
- “Ya sanki ne olacak şort giysem?”
- “Ya sanki ne olacak bacaklarını benden başka kimseye göstermesen?”
- “Umudu acıya karışmış olan herkese…”