Yazar: Mary Shelley
Yıl: 1818
Dil: Türkiye
Kategoriler: Korku
Mary Shelley «Frankenstein» kitabının açıklaması
Mary Shelley’nin efsanevi eseri «Frankenstein», edebiyat dünyasının en bilinen ve korku türünün öncülerinden biri olarak kabul edilir. Gotik temalarıyla yazılmış bu eser, insanın yaratma arzusu, ahlaki sorumluluklar ve bilimin sınırları üzerine derin bir sorgulama yapar. Mary Shelley «Frankenstein» kitabı, sadece bir canavarın hikayesi değil, aynı zamanda insanın içindeki karanlık tarafları ortaya çıkaran bir başyapıttır.
Kitap, genç bilim insanı Victor Frankenstein’ın insanüstü bir varlık yaratma çabalarını ve sonrasında kontrol edemediği yaratıkla yüzleşmesini anlatır. Frankenstein, bilimdeki ilerlemeleri kullanarak hayat yaratma hevesiyle başlar, ancak yarattığı canavar onun için korkunç bir pişmanlık kaynağı olur. Bu yaratık, toplumun dışladığı, yalnız bırakılan ve korkulan bir figür haline gelirken, Frankenstein da hem kendi yaratımı hem de toplumsal normlar arasında sıkışıp kalır. Yaratık, dünyaya getirilmenin anlamını ve insan olmanın bedelini sorgularken, okuyuculara derin felsefi sorular sorar.
Mary Shelley «Frankenstein» pdf indir seçeneği ile bu unutulmaz hikayeyi dilediğiniz yerde okuyabilir, Victor Frankenstein’ın dramatik hikayesini online olarak keşfedebilirsiniz. «Frankenstein» kitabını ücretsiz oku ve bilim ile insan doğası arasındaki zorlu çatışmayı derinlemesine inceleyin. Gotik edebiyatın bu başyapıtı, sadece korku değil, aynı zamanda insanlığın en temel sorularına dair düşündürücü bir yolculuk sunar.
O kitap video yorumu
O Alıntılar
- “Ah, yıldızlar ve bulutlar ve rüzgârlar, hepiniz benimle alay ediyorsunuz! Eğer gerçekten bana acıyorsanız duygularımı ve belleğimi ezip geçin, yok olayım; fakat eğer bunlar olmayacaksa gidin, gidin ve beni karanlıklarda yalnız bırakın.”
- “Bir katilin yazgısıyla, ücretini alacak cellattan başka kim ilgilenebilirdi ki?”
- “Gittikçe yaklaşan maceramın beklentisine ilişkin hissettiklerimi tanımlamakta zorlanıyorum. Yola çıkmaya hazırlandığım o titrek, o yarı hoş yarı korkutucu duygunun nasıl bir şey olduğunu sana aktarabilmem olanaksız. Keşfedilmemiş yerlere, ‘sislerin ve karların diyarı’na gidiyorum ama albatrosları katletmeyeceğim; bu yüzden esenliğim adına ya da sana ‘Yaşlı Gemici’ gibi yıpranmış ve acıklı halde geri dönebileceğim düşüncesiyle endişeye düşme.”
- “Lanet olası, lanet olası yaratıcı! Niçin yaşıyordum? Niçin öylesine düşüncesizce verdiğin varlık kıvılcımını o anda söndüremedim?”
- “Gezinen ruhlar, eğer gerçekten dolaşıyorsanız ve dar geçitlerinizde dinlenmiyorsanız, bana bu küçük mutluluğu tanıyın ya da beni bir yoldaşınız olarak alıp bu yaşamın mutluluklarından uzağa götürün.”
- “Niçin ölmemiştim? Benden başka hiçbir insanın olmadığı kadar mutsuzdum, niçin unutuşa ve uykuya gömülmemiştim? Ölüm, üzerlerine titreyen ana babaların tek ümitleri olan serpilmiş çocuklarını alıp götürür; kaç tane gelin ve genç sevgili en sağlıklı ve en umutları ânın ertesi günü solucanlara yem olmuş ve mezarda çürümeye bırakılmıştır! Ne gibi maddelerden yaratılmıştım ki, tekerleğin dönüşü gibi yinelenip duran sonsuz işkencelerin şoklarına direnebilmiştim.”