Yazar: Halid Ziya Uşaklıgil
Yıl: 2021
Dil: Türkiye
Kategoriler: Roman, Edebiyat
Halid Ziya Uşaklıgil «Aşk-ı Memnu» kitabının açıklaması
Halid Ziya Uşaklıgil’in başyapıtı olan «Aşk-ı Memnu», Türk edebiyatının en çarpıcı yasak aşk hikayelerinden birini konu alır. Yayımlandığı ilk günden bu yana büyük ilgi gören bu eser, insan ruhunun derinliklerine inerek sevgiyi, ihaneti, arzuları ve vicdan azabını ustalıkla işler. Roman, Adnan Bey’in genç ve güzel eşi Bihter ile yeğeni Behlül arasında yaşanan yasak aşk etrafında gelişir. Bu aşk, Bihter’in tutkulu arzuları ile Behlül’ün çelişkili duyguları arasında gidip gelirken, iki karakterin de kendi içsel çatışmalarını yansıtır.
Halid Ziya Uşaklıgil «Aşk-ı Memnu» kitabında, karakterlerin derinlemesine analiz edilmesi, romanı çağdaşlarından ayıran en önemli özelliklerden biridir. Bihter, ihtirasla sevgi arasında bocalarken, Adnan Bey ise hayatındaki bu ihanetin etkilerini anlamakta zorlanır. Bu süreçte en büyük yarayı alan ise Adnan Bey’in masum kızı Nihal olur. Roman, Nihal’in giderek yalnızlaşmasını ve bu dramatik olayın onu nasıl derinden etkilediğini anlatır.
Roman boyunca Uşaklıgil, toplumsal ahlak kurallarına ve insanın içsel dünyasındaki çelişkilere dair güçlü bir eleştiri sunar. Her bir karakterin kendine özgü zaafları ve erdemleri vardır; bu da okuyucunun onlara tek bir bakış açısıyla yaklaşmasını zorlaştırır. Uşaklıgil, yasak bir aşk hikayesi üzerinden insan ruhunun karanlık ve aydınlık yanlarını sorgulamaya davet eder.
«Aşk-ı Memnu» kitabını ücretsiz olarak online okuyarak, bu etkileyici hikayeye tanıklık edebilirsiniz. Halid Ziya Uşaklıgil «Aşk-ı Memnu» sizi 19. yüzyıl İstanbul’unun büyüleyici atmosferine, aşk ve tutkunun sınırlarında gezinen karakterlerin iç dünyasına davet ediyor.
O kitap video yorumu
O Alıntılar
- “Nihal bir kahkaha içinde yanıt verdi:
“Zavallı zümrüt takımı! Küçük Nihal’e gelmek için ne kadar, ne kadar bekleyecek.” - “Oh! Kad bismo se obazirale na ljude, ne bismo više smjele ništa činiti. Ja mislim da ne treba živjeti za ljude, nego za sebe!”
- “Kadınlık emellerinden el çekmiş bütün çaresiz kadınların kalbinde her türlü mahrumiyetlerin gözyaşları dinebilir; fakat bunlardan biri, analıktan mahrum kalmış olmak acısı, daima zehirden birer damlayla damlayan kapanmak bilmez bir yaradır. Sanılır ki tabiat, kadınların ruhuna boş kalmaya tahammül edemeyen bir beşik koymuştur.”