Emre Gül «Oyuncak Müzesi 1» kitabının açıklaması
Bazı oyunlar hiç bitmez, bazı oyuncaklar asla unutulmaz… Ravebelg Kasabası’nın gölgeler arasında kaybolan sokaklarında, geçmişin sırları ve geleceğin korkuları birbirine karışıyor. Emre Gül’ün «Oyuncak Müzesi 1» kitabı, karanlık atmosferi ve gerilim dolu hikayesiyle okuyucularını içine çeken, sürükleyici bir serüven sunuyor.
Bir ölümle başlayan hikâye, bir diğerini takip ederken, kasabanın sakinleri kendilerini anlam veremedikleri bir kabusun içinde buluyor. Zaman ilerledikçe, yaşananların bir rastlantı olmadığı, titizlikle kurulmuş bir oyunun parçası oldukları ortaya çıkıyor. Peki, bu oyunun gerçek kazananı kim olacak? Kurbanlar mı, yoksa bu kasvetli müzenin görünmeyen sahibi mi?
«Oyuncak Müzesi 1», sadece bir korku romanı değil, aynı zamanda insan zihninin en derin korkularını ve karanlık arzularını keşfe çıkan psikolojik bir gerilim. Sayfalar ilerledikçe, her oyuncak bir hikâye anlatıyor, her sır yeni bir trajediye kapı aralıyor. Eğer cesaretiniz varsa, bu müzenin kapılarından içeri adım atın. Ancak unutmayın: Bazı oyuncaklar asla size ait olmaz, ama siz onlara ait olabilirsiniz…
Eğer «Oyuncak Müzesi 1» kitabını okumak istiyorsanız, hemen pdf formatında ücretsiz olarak erişebilir ya da online okuyabilirsiniz. Emre Gül’ün sürükleyici kalemiyle şekillenen bu gizem dolu roman, korku ve gerilim severler için unutulmaz bir deneyim sunuyor
O kitap video yorumu
O Alıntılar
- “Her zaman yabancılar incitmez seni. Çoğu zaman tanıdığın insanların bıçağıyla alırsın en derin yaraları.”
- “Yalan söyleyen insanlar bir cinayet romanı gibiydi, onları çözmen gerekirdi. Doğruyu bulmak için o kişinin hayatına, sözlerine, kısacası her şeyine dikkat edilmeliydi.”
- “Mezarlar tek kişilik derler ama sevdiğimiz insanı kaybettiğimizde toprağın altına onunla birlikte gömülürüz. Demem o ki bazen mezarın altında birden fazla insan yatar.”
- “Kötü kalpler cezalandırılmayı hak ederdi fakat Tanrı, bazen bunu ertelerdi.”
- “İnsan ne dilediğine dikkat etmeli, zira kalbinden geçen hiçbir dilek gerçekleşmeden peşini bırakmaz, derler.”
- “İnsan gücünün yetemeyeceği iki şey vardı hayatta: Doğduğun evi ve âşık olacağın kişiyi seçememek…”
- “Hiçbir şey yapmasalar bile insanların var oluşundan bile nefret ediyordum.”
- “Sevdikleri tarafından defalarca kez kırılmış ve yaşamaktan usanmış insanlar, her gece ölmeyi dileyerek uykuya dalardı.”