Yazar: Sevan Nişanyan
Yıl: 2024
Dil: Türkiye
Kategoriler: Araştırma ve İnceleme. Siyaset
Sevan Nişanyan «Yanlış Cumhuriyet» kitabının açıklaması
Sevan Nişanyan’ın eseri Yanlış Cumhuriyet, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecine ve modernleşme tarihine eleştirel bir gözle bakan, derinlikli ve sorgulayıcı bir analiz sunuyor. İlk kez 2008 yılında yayımlanan bu eser, günümüz Türkiye’sindeki siyasi ve entelektüel tartışmalara önemli bir katkı sağlıyor ve yayımlandığı günden bu yana “klasik” olarak kabul ediliyor.
Nişanyan, Türkiye’deki modernleşme sürecini ve Cumhuriyet’in ideolojik temelini ele alırken, resmi tarihin kalıplaşmış dogmalarına meydan okuyor. Yanlış Cumhuriyet, yalnızca tarihsel bir inceleme değil, aynı zamanda bir zihinsel devrime çağrı niteliğinde. Türkiye’deki çağdaş ve özgürlükçü düşüncenin, geçmişin eleştirel bir değerlendirmesiyle özgürleşebileceğini savunan yazar, okuyucuyu, Mustafa Kemal Atatürk gibi tarihsel figürlerin başarılarını ve hatalarını objektif bir şekilde değerlendirmeye davet ediyor.
Kitapta, Türk modernleşmesinin sorunları, ideolojik ipotekler ve siyasi dönüşümler ele alınırken, Atatürk’ün kişisel özellikleri, liderlik vizyonu ve hataları, tarihsel bağlamda inceleniyor. Bu yönüyle Yanlış Cumhuriyet, hem tarih meraklıları hem de güncel siyasi tartışmalara ilgi duyan okuyucular için önemli bir kaynak sunuyor.
Sevan Nişanyan’ın akıcı üslubu ve keskin analizleriyle zenginleşen bu eser, yalnızca bir tarih kitabı değil, aynı zamanda entelektüel bir meydan okumadır. Yanlış Cumhuriyet, Türkiye’nin geçmişine ve bugüne dair yeni bir perspektif kazanmak isteyenler için kaçırılmaması gereken bir eserdir.
Bu çarpıcı kitabı hemen şimdi okuyarak Türkiye’nin modernleşme sürecine farklı bir gözle bakabilir ve zihinsel bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Sevan Nişanyan «Yanlış Cumhuriyet» kitabını ücretsiz okuyabilir veya indirerek kendi eleştirel analizlerinizi geliştirebilirsiniz
O Alıntılar
- “Bu kitapta, yetmiş yılı aşkın bir süreden beri Türkiye’de pek popüler olmayan bazı görüşleri savunmaya çalıştım.”
- “Türkiye’nin 1950’den bu yana yaşadığı fırtınalı gelişmede aksak ve yanlış olan bazı yönlerin kaynağını, ne 1950 sonrasında, ne 1914 öncesinde, fakat ikisi arasındaki karanlık dönemde aramak gerektiğini düşünmeye başladım.”
- “İslamcıların, yüzyıllardır kendini yenilemeyi başaramamış bir ideolojinin yardımıyla vermeye çalıştıkları cevaplar belki yetersizdi. Ama sordukları, sormaya çalıştıkları, sormaya cesaret ettikleri temel soru, hafife alınacak bir soru değildi: Kişisel ahlakla toplum düzeni nasıl bağdaşır?”
- “Şark tipi dalkavukluğa karşı her insanın doğal olarak duyacağı ya da duyması gereken tepki, sanırım oldukça erken yaşlardan başlayarak zihinsel gelişmemi etkilemişti.”
- “Çünkü kurum ve değerlere olan güven, ancak kuşaklar boyu süren bir alışkanlıkla kazanılır. Kaybedilmesi için ise, çoğu zaman, bir-iki güçlü darbe yeter.”
- “Dün hak mücadelesi verenler bugün iktidarı ele geçirmiş, en azından dün kendilerini dışlayanlar kadar hoyrat ve edepsiz olduklarını göstermişlerdir.”
- “Türkiye’nin ilk demokrasi denemeleri, tekrar anımsayalım ki, 1923 veya 1946 değil, 1876 ve 1908’de gerçekleşmiştir.”
- “1924 muhalefeti, İttihatçı-Milliyetçi kadroların dışından bir muhalefet değil, o hareketin içinde, rejimin Tek Adam diktatörlüğüne dönüşmesi ekseninde oluşan bir fikir ayrılığının ürünüdür.”