Sabahattin Ali «Kürk Mantolu Madonna»

Sabahattin Ali «Kürk Mantolu Madonna» pdf indir

Yazar: Sabahattin Ali
Yıl: 2019
Dil: Türkiye
ISBN: 605185357X
Kategoriler: Polisiye, Aşk

Sabahattin Ali «Kürk Mantolu Madonna» kitabının açıklaması

Sabahattin Ali’nin “Kürk Mantolu Madonna” eseri, derin psikolojik analizleri ve duygusal yoğunluğuyla Türk edebiyatının en önemli yapıtlarından biridir. Kitap, İkinci Dünya Savaşı öncesi Berlin’de geçen ve iki yalnız ruhun kesişen yollarını anlatan hüzünlü bir aşk hikayesini konu alıyor. Raif Efendi’nin hayatı, gençlik yıllarında tanıştığı gizemli Maria Puder ile değişir. Bu tutkulu ilişki, Raif Efendi’nin ruhsal dünyasını derinden etkiler ve okuyuculara unutulmaz bir hikaye sunar.

Raif Efendi, sıradan bir memur gibi görünse de, iç dünyasında büyük fırtınalar kopan bir karakterdir. Berlin’de bir sanat galerisinde rastladığı ve kendisini büyüleyen “Kürk Mantolu Madonna” tablosunun ressamı Maria Puder ile tanışması, hayatında dönüm noktası olur. Maria Puder, özgür ruhu ve güçlü karakteriyle Raif’in hayatına ışık tutar, fakat bu ışık aynı zamanda onun için büyük bir sınav ve kaçınılmaz bir trajediye dönüşür.

Sabahattin Ali’nin bu başyapıtı, aşkın ve yalnızlığın insan ruhunda bıraktığı derin izleri, sade ve etkileyici bir dille anlatır. “Kürk Mantolu Madonna” kitabını indir (Kürk Mantolu Madonna e kitap indir) veya PDF olarak okuyarak (Kürk Mantolu Madonna pdf indir), bu etkileyici hikayeye siz de tanık olabilirsiniz. Raif Efendi ve Maria Puder’in dokunaklı hikayesi, her okuyucunun kalbine dokunacak ve uzun süre hafızalarda kalacaktır.

Kürk Mantolu Madonna kitap video yorumu

Kürk Mantolu Madonna Alıntılar

  • Asıl ‘ben’, otuz beş seneye yaklaşan ömrümde, ancak üç dört ay kadar yaşamış, sonra, benimle alakası olmayan manasız bir hüviyetin derinliklerine gömülüp kalmıştım. S.162
  • Bilhassa tahammül edemediğim bir şey, kadının erkek karşısında her zaman pasif kalmaya mecbur oluşu… Neden? Niçin daima biz kaçacağız ve siz kovalayacaksınız?.. Niçin daima biz teslim olacağız ve siz teslim alacaksınız? Niçin sizin yalvarışlarınızda bile bir tahakküm, bizim reddedişlerimizde bile bir aciz bulunacak? Çocukluğumdan beri buna daima isyan ettim, bunu asla kabul edemedim. S.99
  • Bir ecnebi dil öğreneceğimi, bu dilde kitaplar okuyacağımı ve asıl, şimdiye kadar sadece romanlarda rastladığım insanları işte bu “Avrupa”da bulacağımı tahmin ediyordum. Zaten muhitimden uzak duruşumun, vahşiliğimin bir sebebi de kitaplarda tanıştığım ve benimsediğim insanları muhitimde bulamayışım değil miydi? S.52
  • Bir kitabı okurken geçen iki saatin, ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince, insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım. S.88
  • Bir şey noksandı, fakat bu neydi? Evden çıktıktan sonra bir şey unuttuğunu fark ederek duraklayan, fakat unuttuğunun ne olduğunu bir türlü bulamayarak hafızasını ve ceplerini araştıran, nihayet, ümidini kesince, aklı geride, ileri gitmek istemeyen adımlarla yoluna devam eden bir insan gibi üzüntülüydüm. S.120
  • Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir. Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz? S.38
  • Eğleniyorlardı. Yaşıyorlardı. Ve ben, kafamın içine ve yalnız kendi ruhuma kapanmakla onların üstünde değil, altında bulunduğumu anlıyordum. Şimdiye kadar zannettiğim gibi kitleden ayrılmanın bir hususiyet, bir fazlalık değil, bir sakatlık demek olduğunu hissediyordum. Bu insanlar dünyada nasıl yaşamak lazımsa öyle yaşıyorlar, vazifelerini yapıyorlar, hayata bir şey ilave ediyorlardı. Ben neydim? Ruhum bir ağaç kurdu gibi beni kemirmekten başka ne yapıyordu? (…) Muhakkak ki dünyanın en lüzumsuz adamıydım. Hayat beni kaybetmekle hiçbir şey ziyan etmeyecekti. Hiç kimsenin benden bir şey beklediği ve benim hiç kimseden bir şey beklediğim yoktu. S.126
  • Göreceksiniz ya, ben dünyadan ziyade kafamın içinde yaşayan bir insanım… Hakiki hayatım benim için can sıkıcı bir rüyadan başka bir şey değildir… S.94
  • Hayat ancak bir kere oynanan bir kumardır, ben onu kaybettim. İkinci defa ise oynayamam. S.163
  • Her şeye hazır bulunan ve kimden ne gelebileceğini bilen bir insanı sarsmak mümkün müdür? S.23
  • İlk defa gördüğümüz bir peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde, ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatlığıyla öteye geçiveriyoruz. S.38
  • İnsan ömrü doğumdan ölüme kadar uzanan tek bir yoldan ibarettir ve bunun üzerinde yapılan her türlü taksimat sunidir… S.113
  • İnsanlara kızmama imkân yoktu, çünkü insanların en kıymetlisi, en iyisi, en sevgilisi bana en büyük kötülüğü etmişti; diğerlerinden başka bir şey beklenebilir miydi? İnsanları sevmeme ve onlara tekrar yaklaşmama da imkân yoktu; çünkü en inandığım, en güvendiğim insanda aldanmıştım. S.153
  • Kaybedilen en kıymetli eşyanın, servetin, her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor. Yalnız kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlayışta insanın içini sızlatıyor. Bunun sebebi herhalde, ‘Bu öyle olmayabilirdi!’ düşüncesi. S.153
  • Mevcut olmayan bir şeye malik olalım derken mevcut olanları kaybettik. S.123
  • Muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ama birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gideceklerdi. Bir ruh, ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu… Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya, -ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk. S.88
  • Ona söyleyecek ne kadar çok şeylerim vardı… Bunların, bütün ömrümce konuşsam bitmeyeceğini sanıyordum. S.89
  • Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana, dünyada başka türlü hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin. S.163
  • Muhakkak ki dünyanın en lüzumsuz adamıydım. Hayat beni kaybetmekle hiçbir şey ziyan etmeyecekti. Hiç kimsenin benden bir şey beklediği ve benim hiç kimseden beklediğim bir şey yoktu. S.127
  • Hala soramıyordum. Artık kendimde farkına varmıştım ki, bu tereddüt, nasıl soracağımı bilmemekten değil, öğreneceklerimden korkmaktan geliyordu. Fakat benim için her şey müsavi değil miydi? S.156

Sabahattin Ali «Kürk Mantolu Madonna» e kitap pdf oku

Sabahattin Ali «Kürk Mantolu Madonna» ücretsiz e-kitap indir

kitab-evi.com
Bizlere destek olmak için Lütfen Yorum Yapınız.

;-) :| :x :twisted: :smile: :shock: :sad: :roll: :razz: :oops: :o :mrgreen: :lol: :idea: :grin: :evil: :cry: :cool: :arrow: :???: :?: :!: