R. İdeli «Eflal – 2» kitabının açıklaması
R. İdeli, Eflâl serisinin ikinci kitabı Eflâl 2 ile okuyucularını bir kez daha derin bir hikâyenin içine çekiyor. İlk kitapta okurları güçlü bir kadının geçmişiyle yüzleşme sürecine tanık ederken, ikinci kitapta bu yüzleşmenin getirdiği sonuçlarla mücadele eden bir Eflâl görüyoruz.
Eflâl…
Özgürlüğüne kavuşmak için kimseye ihtiyacı olmayan, kendi zincirlerini kırmayı seçen bir kadın.
Lâl…
Zincirlerine hapsolmuş, kalbini avuçlarında taşıyan ve kurtarılmayı bekleyen küçük bir kız çocuğu.
Eflâl, karşısına çıkan gerçekleri sorgulamak için Urfa’ya gider. Geçmişin karanlık perdeleri bir bir aralanırken, bazı sırlar aydınlığa kavuşur. Ancak tüm bu cevaplar, onun Ankara’daki hayatına dönmesini kolaylaştırmayacaktır. Çünkü Karan, onu bırakmaya niyetli değildir. Üstelik bu hikâyenin sonunu belirleyecek kişi, ne Eflâl ne de Karan olacaktır… Beklenmedik bir figür, onların kaderini tamamen değiştirecektir.
Eflâl, kendi kanatlarıyla uçmak ister ama gökyüzünün neresine gideceğini bilemez. Karan hep oralarda bir yerlerde, gölgesiyle bile onu takip etmektedir. Peşine düştüğü cevaplar, onu hep aynı sokaklara, aynı çıkmazlara sürükler. Çünkü onun en büyük pusulası, kendi kalbidir.
Fakat kalp, her zaman doğruyu gösteren bir rehber değildir. Bazen yanlış atan bir saat gibi gerçeği saptırır, bazen de yönünü kaybetmiş bir pusula gibi sahibini çıkmaz yollara sürükler. Eflâl 2, bir kadının kendini arama, bulma ve kaybetme hikâyesi. Gerçekten özgür olmak, sadece zincirleri kırmak mı? Yoksa zincirlerin ardında kalan kalbi de serbest bırakmak mı?
O Alıntılar
- “Sevgi, kurşun değildi ama yarası bir ömür boyu geçmiyordu.”
- “Lâl, cennet de cehennem de sende. Teninde, kalbinde, gözlerinde… Ve ben, Araf’tayım. Kurtuluşum senin elinde.”
- “Karan, ben… Ben, seni çok seviyorum.”
- “Yanımda kimin olduğu değilmiş mevzu; kiminle mutlu olduğummuş.”
- “Kendini ararken kaybolduğu sokaklar, onu hep aynı yere çıkaracaktır. Çünkü pusulası, kalbidir.”
- “Bedelsiz olduğunu düşündüğüm şeylerin bedeli daha ağırdı.”
- “Bazı acılar fiziksel değildir ama bıçak yarasından daha çok acıtır.”
- “Okyanusta ölmez insan, boğulduğu bir damla olur.”