Meryem Soylu « Gölgenin Güneşi» kitabının açıklaması
Meryem Soylu’nun Gölgenin Güneşi adlı romanı, aşk, mücadele ve fedakârlık dolu bir hikaye sunuyor. Hayallerine ulaşmış bir kadın askerin gözünden aktarılan bu etkileyici eser, okuyucularını derin bir duygu yolculuğuna çıkarıyor. Mesleğine tutkuyla bağlı bir kadının, kendini bir yandan zorlu görevler ve ekip içindeki çatışmalarla başa çıkarken, diğer yandan ansızın kapısını çalan aşkla yüzleşirken bulması, hikayenin merkezinde yer alıyor.
Kahramanımız, ekipte istenmediğini öğrenmesine rağmen dimdik durarak, mesleğine olan bağlılığından asla vazgeçmiyor. Ancak, onu istemeyen bir adamla yollarının kesişmesi ve ona âşık olması, hayatında bambaşka bir dönemin kapılarını aralıyor. Bu aşk, sadece kişisel bir sınav değil, aynı zamanda geçmişte saklanan sırların ve gizemlerin açığa çıkmasını da beraberinde getiriyor.
Gölgenin Güneşi kitabında, yalnızca aşk değil, aynı zamanda zorluklara göğüs geren bir kadının hikayesi anlatılıyor. Gözü kara bir adamla karşılaşması, onu daha önce hiç karşılaşmadığı duygulara ve kararlara sürüklüyor. Sırlar, acılar ve cesaretle örülü bu dünyada, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını keşfetmek, okuyuculara hem duygusal hem de sürükleyici bir deneyim yaşatıyor.
Meryem Soylu Gölgenin Güneşi kitabını okurken, tan vaktinde yeniden doğmayı öğrenen bir kadının hikayesine şahitlik edeceksiniz. Bu etkileyici romanı ücretsiz olarak pdf formatında indirerek okuyabilir ve güçlü anlatımıyla kendinizi hikayenin içinde bulabilirsiniz. Gölgenin Güneşi, cesaret ve sevgi dolu bir yaşamın kapılarını aralıyor.
O kitap video yorumu
O Alıntılar
- “Her insanın üzerinde yaşadığı bir toprağı vardır mutlaka ama herkes bilmez toprağın özgürlük olduğunu. Türk’ün en iyi bildiği şey toprağıdır.”
- “Bir kadının korunamadığı, şiddet gördüğü, özgür olamadığı dünyada erkeğin varlığı fazla gereksiz değil miydi?”
- “Bir ateşe düştüm. Yandıkça yanasım geliyordu. En son küllerimi verecektim avuçlarına. Belki kalbine savururdu da mezarım mükâfatım olurdu.”
- “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır; Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”
- “-Hâlâ ‘Biz’ diye bir şey var, değil mi? -Bize dair hiçbir şey bırakmadın..”
- “Vazgeçen namerttir.”
- “Tan vakti, güneşin doğduğu zamandı. Kara gözleri beni bulduğunda gülümsedi. ‘Doğma vaktin geldi Güneş.'”
- “Hayallerine ulaşan cesur bir asker olarak ilk görev yerime atandığımda, verdiğim savaşı kazanmış olmanın haklı gururu vardı üzerimde.”