Hümeyra «Aşiyan 3 – Yegane» kitabının açıklaması
Bazı hikâyeler, yüreklerde yankılanan bir ezgi gibidir. Bazılarıysa, en derin yaraları saran, bir yuvanın sıcaklığıyla kalbi ısıtan bir dokunuş… Hümeyra’nın “Aşiyan 3 – Yegane” romanı, sevginin, kabullenişin ve yeniden doğuşun hikâyesini anlatıyor.
O, içinde fırtınalar dinmiş, çocukluğunun masumiyetiyle kadın olmanın ağırlığını aynı bedende taşıyan biriydi. Sevmeyi öğrendi, kırılganlığını kabul etti, geçmişin yükünden sıyrılarak kendi dünyasını inşa etti. Küçük bir gözyaşıyla savrulabilecek kadar hassas, ama her defasında küllerinden doğabilecek kadar güçlüydü. Öncesi yoktu belki ama öncelikleri vardı; o artık kendi hikâyesinin baş kahramanıydı.
Ve sonra… bir kelimeyle değişti her şey: Aşiyan.
“Yuva” demekti, sığınılacak bir liman, ait olunan bir yer… Onun dilinden dökülen bu kelime, kaderin ince dokunuşuyla anlam kazandı. Kuşlar gibi özgürdü belki, ama her ruhun bir yuvası vardı. Birbirlerinde buldukları sıcaklık, bir kelimenin ötesinde, iki yüreğin birbirine sığınışıydı.
“Senin içinde olduğun her yer bana ev olur, yuva olur, sıcaklık olur, sevda olur.”
Bu, yalnızca bir aşk hikâyesi değil. Kendi içindeki yolculuğunu tamamlayan bir kadının, sevgiyi her hücresinde hisseden bir adamın ve kaderin ördüğü bir hayatın romanı.
Hümeyra’nın “Aşiyan 3 – Yegane” romanı, okuru derin bir duygusal yolculuğa çıkarıyor. Kırgınlıkların şifaya, yalnızlığın aşiyâna dönüştüğü bu hikâyeyi elinizden bırakamayacaksınız
O Alıntılar
- “Bir yanım küçük bir kız çocuğuyken bir yanım koca bir kadındı şimdi. İçimde dinmek bilmeyen o fırtınalar durulmuştu.”
- “Kadındım ben. İçimde herkese yetecek kadar sevgi vardı. Onun tüm yaralarını sarabilecek güçteydim.”
- “Küçük bir gözyaşına teslim olabilecek kadar da acizdim aslında. Kırılgandım, binbir parçaya bölünebilirdim ama tekrar ayağa kalkabilirdim.”
- “Çocuktum ben üstelik. Hatalarımla büyüyüp, olgunlaştım. Öncem yoktu, önceliklerim vardı.”
- “Başlı başına bir dünyaydım ben artık.”
- “Aşiyan; yuva, kuş yuvası, ev demekmiş,” dediğinde sustum. O konuşsun, o anlatsın istedim. Konuşurken öyle güzeldi ki.”
- “O kelimeyi ilk gördüğümde sen geldin benim aklıma. Her şey kadere bağlı. Kuşlar uçar ama hepsinin bir yuvası vardır. Ama yerde, ama gökte, mutlaka vardır. O yuva aşiyandır,” dedi.
- “Senin içinde olduğun her yer bana ev olur, yuva olur, sıcaklık olur, sevda olur. Benim hikâyemin Aşiyan’ı sevgilim…”