Filiz Puluç «Bazı İnsanlar Böyle Yaşar» kitabının açıklaması
Lina Kara, hayatın ağırlığı altında ezilirken, babasının intiharının yarattığı derin boşluğun içinde savrulmaktadır. Henüz yasını bile tam olarak tutamadan hasta annesi ve küçük kız kardeşi için aynı anda birkaç işte birden çalışmak zorunda kalır. Hayat, onun için uzun zamandır acı dolu bir mücadeleden ibarettir. Ancak, babasının ölümünden on ay sonra, sıradan bir akşam vakti çalıştığı çiçekçiye gelen gizemli bir müşteri, her şeyi değiştirir. Adam, Lina’dan yirmi dokuz adet ölüm çiçeğini sahibine teslim etmesini ister.
Bu teklif, ilk başta sadece fazladan kazanacağı bir miktar para gibi görünse de, Lina çiçekleri teslim ettiği an aslında çok daha büyük ve tehlikeli bir oyunun içine çekildiğini fark eder. Çiçeklerin alıcısı, babasının mezarını açıp otopsi yapan Adli Tıp Uzmanı Aral Çakırca’dır. Ertesi sabah gelen esrarengiz bir telefon ise Lina’nın dünyasını tamamen altüst eder: Telefonda duyduğu ses, gömdüğünü sandığı adamın babası olmadığını fısıldar.
Lina bir anda karmaşık bir bilmecenin, ölümcül zihin oyunlarının ve tehdit dolu bir organizasyonun ortasında bulur kendini. Babasının ölümüne dair bildiği her şey sarsılırken, peşine düştüğü gerçekler onu daha da büyük bir tehlikenin içine çeker. Aral Çakırca ile birlikte, bu karanlık sırrın perde arkasını aralamaya çalışırken, Lina’nın her adımı gözetlenmekte ve her hareketi izlenmektedir.
Gerçek, bazen en acımasız bilmecedir. Ve Lina’nın çözmesi gereken bilmece, sadece kendi geçmişini değil, aynı zamanda kim olduğunu da sorgulamasına neden olacaktır.
Bazı insanlar böyle yaşar…
Karanlık sırlar, ölüm çiçekleri ve kaçınılmaz gerçeklerle örülü bu nefes kesici hikâyede, Filiz Puluç okuru her sayfada gerilimin doruklarına çıkarıyor. Lina’nın aydınlığa ulaşmak için gölgelerle savaştığı bu roman, insanın kendini ve geçmişini keşfetme yolculuğunu benzersiz bir şekilde anlatıyor.
.
O Alıntılar
- “Aşkın mantıkla işi olmaz. Düşerse gönlüne, aklını alır.”
- “Ben akreptim, yelkovanla yarışa giremezdim.”
- “Kimseyi öldürme, kelimelerinle bile.”
- “Bazen toprağın altına ölmeden girdiğiniz zamanlar olur.”
- “Hayat bazen bitti, dediğin anlarda yeniden başlar.”
- “İnsan kendine değer vermeyi bıraktığında gerçekten değersizleşiyor.”
- “Kırık kalp taşımaya alışıyor insan, sevdiğinin kırığını taşıyamıyor ama batıyor her yerine.”
- “İnsanlar birbirlerini silahla değil, değersizleştirerek öldürüyorlar.”