Yazar: Büşra Yılmaz
Yıl: 2017
Dil: Türkiye
Kategoriler: Roman
Büşra Yılmaz «Ölüme Fısıldayan Adam» kitabının açıklaması
Büşra Yılmaz’ın «Ölüme Fısıldayan Adam» adlı eseri, hayatın anlamını, kayıpları ve yeniden doğuşu derin bir şekilde işleyen etkileyici bir roman. Bu kitapta, geçmişte yaşadığı acıların izlerini taşıyan zeki bir dolandırıcı ve hayata küskün, yaşamadığı için ölmeyi bile beceremeyen bir kızın yolları kesişir. Roman, karakterlerin içsel yolculuklarını ve hayata dair sorgulamalarını ustaca ele alırken, okuyucuyu derin düşüncelere sevk eder.
Kitapta, yanan kibrit çöplerinin, kırık ve kaybedenlerin sembolü olduğu bir benzetmeyle, varoluşun anlamı sorgulanır. “Yanmış kibrit çöplerini âdeti olduğu gibi mumların altına koyup üzerlerine erimiş mum döktü. Sanki yanan kibrit çöpleri bizdik, mum dipleri de mezarımız…” ifadesi, karakterlerin içsel çatışmalarını ve hayata dair hissettiklerini çok güzel bir şekilde yansıtır. Bu metin, hayatta kalma çabasının ve varoluşun derin anlamlarının altını çizerken, okuyucuya da önemli bir mesaj verir: “Yanmak tüm varoluşunu tanımlıyormuş gibi…”
Büşra Yılmaz, «Ölüme Fısıldayan Adam» kitapında, sudan korkan bir balığın ve arı kovanına giren bir kelebeğin metaforlarıyla karakterlerin hayata tutunma mücadelelerini anlatır. Tanrı’nın onları bir araya getirme amacı, bir kelebek gibi kısa ömürlü olan bu karakterlerin birbirlerine nasıl bir çare olabilecekleri sorusunu gündeme getirir.
Bu romanı okuyarak, geçmişin acılarından nasıl güç alınabileceğini, sevginin ve umut dolu bir geleceğin insan hayatındaki yerini keşfedeceksiniz. Eğer siz de bu derin ve anlamlı hikayeye tanıklık etmek isterseniz, «Ölüme Fısıldayan Adam» kitabını indirip ücretsiz olarak okuyabilirsiniz. Hayata ve aşka dair önemli dersler içeren bu eseri kaçırmayın; Büşra Yılmaz’ın kaleminden çıkan bu duygu dolu hikaye sizi derinden etkileyecek.
O kitap video yorumu
O Alıntılar
- “Eğer bu ölümse, ölümden korkmamalı. Onun güzel yüzünde, ölüm bile güzeldi.”
- Bazı geceler vardır; gözlerin kapalıdır, aklın bulanık… Uyumazsın, ama uyanık da değildir zihnin. Kendi hayatının kabusundan uyanmak için uyursun.
- “Ağla” dedi. “Şimdi ağla… Daha sonra ağlamamak için.”
- “Saçlarımın uçları, geçmişimin uçurtmasına düğümlüydü. Ben de geçmişimi makastan geçirdim.”
- Yaşayayım desem yaşatmıyorlar, öleyim diyorum beceremiyorum. Bu sıçtığımın dünyasında neden hiçbir istediğimi yapamıyorum ben?!