Yazar: Şule Avlamaz
Yıl: 2017
Dil: Türkiye
Kategoriler: Roman
Şule Avlamaz «Ateşin Oğlu» kitabının açıklaması
Ölüm, hayatın en büyük bilinmezi… Bir an içinde her şeyi alıp götürebilir, geride yalnızca acı ve boşluk bırakabilir. Aras Karahanlı ve Eylül Avcı için ölüm, çocukluklarının en büyük gerçeği oldu.
Aras, ailesinin gözleri önünde katledilişine tanıklık etmiş, o günden sonra dünyaya sadece siyah ve gri tonlarında bakmaya başlamış bir adam… Öfkesinin ve geçmişinin gölgesinde büyüyen, kalbi soğuk bir savaşçıya dönüşen biri…
Eylül ise annesini küçük yaşta kaybedip babası tarafından terk edilen, hayata karşı direnen ama içinde derin yaralar taşıyan bir kadın… Güçlü görünmeye çalışsa da, ruhunda kapanmamış yaralarla yürüyen biri…
Kader, onları bir gece hiç beklenmedik bir şekilde karşılaştırdığında, ikisinin de hayatı tamamen değişecekti. Farklı geçmişlere, farklı acılara sahip bu iki insan, en karanlık anlarında birbirlerine ışık olabilecekler miydi? Yoksa bu karşılaşma, geçmişin hayaletlerini daha da güçlendiren bir fırtınaya mı dönüşecekti?
Aşk, bazen hiç beklenmedik anda, hiç tahmin edilmeyen kişide filizlenir. Ancak acı ve intikamla büyümüş iki kalp, sevmeyi başarabilir mi? Geçmişin gölgesinden sıyrılıp birlikte yeni bir başlangıç yapabilirler mi?
Şule Avlamaz’ın Ateşin Oğlu, aksiyon, tutku ve dramın iç içe geçtiği etkileyici bir hikâye sunuyor. Karanlık geçmişleriyle yüzleşmek zorunda kalan iki ruhun hikâyesi, sizi soluksuz bırakacak bir yolculuğa çıkaracak!
O kitap video yorumu
O Alıntılar
- “Unutma” diye fısıldadı. “Ona göre değersiz olduğunu unutma.”
- “Ölüm; dört harf, iki hece, içinde sayısız anlam ve acı besleyen, ne zaman, nerede, nasıl geleceği belli olmayan bir olay.”
- “Aşk bazen hiç ummadık bir zamanda, hiç olmayacak kişiyle doğar ve bütünleşir.”
- “Küçük yaşta gözlerinin önünde ailesi katledilen ve bu nedenle hayata siyah bakan Aras Karahanlı…”
- “Çocukken annesini kaybeden ve babası tarafından terk edilen Eylül Avcı…”
- “İkisi de başlarına geleceklerden bihaberdi.”
- “Peki, ölümle bu kadar erken yaşta tanışmış iki genç insanın nasır tutmuş kalpleri birbirine bağlanabilir mi?”
- “Yüreği henüz yeni tomurcuklanmış bir gül kadar küçük…”
