Özgür Balpınar «Göğü Yere İndirelim» kitabının açıklaması
Özgür Balpınar’ın Göğü Yere İndirelim adlı romanı, gençlik edebiyatının en sıcak ve dokunaklı hikâyelerinden birini anlatıyor. Kendini bildi bileli başını belaya sokan Deniz, ailesinin baskısıyla bir Öğrenci Değişim Programına katılmaya zorlanır. Ancak talihsiz bir karışıklık sonucu kendini hiç beklemediği bir yerde, Afrika’daki bir kabilede bulur. Modern hayatın konforuna alışmış olan Deniz için buradaki yaşam, alıştığı her şeyden çok farklıdır. Peki, bu yolculuk onu gerçekten değiştirecek mi? Yoksa o, yine her zamanki gibi kuralları hiçe sayarak kendi yolunu mu çizecek?
Roman, okuru dostluğun, paylaşmanın ve birlikte yaşamanın derin anlamlarını keşfetmeye davet ediyor. Deniz, bu macerada sadece farklı bir kültürü tanımakla kalmaz, aynı zamanda kendini ve dünyaya bakış açısını da sorgulamaya başlar. Babasının masallarında anlatılan, denizin ortasındaki duvarı görünmez kılan alaca kuş, belki de onun hayatına da dokunacaktır.
Özgür Balpınar, akıcı anlatımı ve sıcak üslubuyla, Göğü Yere İndirelim’de sadece bir gençlik hikâyesi anlatmakla kalmıyor; aynı zamanda bizi umut, sevgi ve değişim üzerine düşündürüyor. Deniz’in renkli ve bazen zorlu serüveni, okurları gökyüzü ile yeryüzü arasındaki o ince çizgide yürümeye davet ediyor.
O kitap video yorumu
O Alıntılar
- “Doğada var olabilmek için güçlü olmak zorundasın evlat. Zayıf olduğun sürece ezilmeye ve yok olmaya mahkûmsundur.”
- “Hem dil evrenseldir evlat. İnsanlar yeter ki anlaşmak istesinler.”
- “Sevgi, gökyüzüdür.”
- “Gökkuşağı, sahip olduğumuz güzelliklerin farkına varabilmektir.”
- “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacaktır.”
- “Ölüm, yaşamı bir gölge gibi takip eden kaçınılmaz bir sondu.”
- “Acının dili olmazdı çünkü.”
- “Savaşta insanlar ölür. Bu öyle ozanların söylediği gibi görkemli bir ölüm de değildir. Boyunları kırılır ve altmış metreden düşerler.”