K. Kübra Berk «Rüzgara Dokunmak» kitabının açıklaması
H
K. Kübra Berk’in etkileyici kalemiyle hayat bulan Rüzgara Dokunmak, geçmişin gölgelerinden kaçmanın imkânsızlığına, korkularla yüzleşmeye ve kendi kaderini yeniden yazmaya dair sürükleyici bir hikâye sunuyor.
Genç bir doktor olan Rüzgâr Ulu, hayatını hastalarına adamış, sıradan gibi görünen bir yaşam sürmektedir. Ancak bir gün kapısının önünde beliren takıntılı aşk notları, onun huzurlu dünyasını altüst eder. Geçmişinden gelen hayaletler, beklenmedik bir şekilde bugüne sızarken, Rüzgâr artık yalnızca kendisi için değil, çevresindekiler için de mücadele etmek zorundadır. Ona kim ve neden bu mesajları bırakmaktadır? Korkunun, merakın ve çaresizliğin arasında sıkışan genç kadın, bu muammayı çözebilecek midir?
K. Kübra Berk’in daha önce Mavi Gece serisinden tanıdığımız Emir ve Gece karakterlerinin de yer aldığı romanda, fırtına gibi esen olayların ortasında Rüzgâr, geçmişiyle hesaplaşırken gücünü yeniden keşfetmek zorunda kalır. Mavi Gece’nin sevilen karakteri Tuna ise bu hikâyenin neresinde duracaktır?
Bu roman, gerilim ve romantizmi ustaca harmanlayan kurgusuyla okuyucuyu ilk sayfadan itibaren içine çekiyor. Kendini şiddete teslim etmeyen, güçlü bir kadının hikâyesini soluksuz okuyacak, her sayfada Rüzgâr’ın yanında nefes alacaksınız. Rüzgara Dokunmak sadece bir aşk hikâyesi değil, aynı zamanda cesaretin, değişimin ve kendi kaderini belirleme gücünün anlatısıdır.
K. Kübra Berk’in bu etkileyici romanını ücretsiz olarak okumak ya da pdf formatında edinmek için fırsatları kaçırmayın!
O kitap video yorumu
O Alıntılar
- “Sevdiklerini kaybetse bile yaşama meydan okumaya devam eden insanları kimse yenemez.”
- “Hiçbir sevgi kemik kırmaz.”
- “Etrafınızda ne kadar çok insan olduğunun hiçbir önemi yoktu, önemli olan tek şey kalbinizi açabildiğiniz kimsenin olup olmadığıydı.”
- “İnsan dibe battığı için değil, dipten kurtulamayacağını düşündüğü için çırpınarak boğulur.”
- “Biliyordum ki yaşam, doğduğun an değil, korkularının öldüğü an başlardı. Ve yaşamak içine ilmek ilmek işlenen korkularını parçalamaktı.”
- “Her ölüm bir yeniden, doğuş her doğum yeni bir yok oluşur fani bir bedenin gücünün yetmediği şey yok oluşa yol aldığı ilk soluktur.”
- “Ancak anlıyordum ki her gecenin bir sabahı, her acının bir sonu vardı. Her umutsuzluğa yeniden güneş doğacaktı. Hayat böyleydi. Önce düşürecek, sonra kollarımızdan tutup bizi yerden kaldıracaktı.”
- “Kitaplarda, filmlerde anlatılan her şey uydurmaydı. Hiç kimse, sanki bir sihirli değnekle dokunmuşsunuz gibi aniden sizin istediğiniz insana dönüşemezdi.”