İlayda Melis Okurgan «Ölü Kent 2 – Rhea» kitabının açıklaması
İlayda Melis Okurgan’ın kaleminden çıkan “Ölü Kent 2 – Rhea”, gerilim ve duyguların sınırlarını zorlayan bir distopya hikâyesinin devamı niteliğinde. İlk kitabın ardından soluksuz okunacak bu eser, hayatta kalmak için verilen mücadelenin, kaybedilenlerin ve kazanılacak olanların arasında sıkışıp kalan bir ruhun hikâyesini anlatıyor.
Rhea, geçmişin gölgeleriyle yüzleşirken, kendini bambaşka bir savaşın içinde bulur. Kime güveneceğini bilmediği bu yeni dünyada, aşk ve ihanet iç içe geçerken, hatalar bedellerini ödetmek için pusuda beklemektedir. Ama asıl soru şu: Bir insan, gerçekten sevdiği biri için her türlü hatayı göze alabilir mi? Yoksa aşkın gölgesinde yapılan hatalar, sadece daha büyük bir karanlığı mı doğurur?
Ölümsüzlerin kol gezdiği, Tanrı’nın unuttuğu sokaklarda, Rhea’nın elinde tuttuğu güç her şeyi değiştirebilir. Onun cehennemi, Zebanilerin sonu mu olacak, yoksa kendi yıkımına mı sebep olacak? Ölü Kent’in kaderi, ateşin ve öfkenin ellerinde şekillenirken, aşkın gücü bu yıkımı durdurabilecek mi?
İlayda Melis Okurgan, okuyucuyu nefes kesen bir maceraya sürüklüyor. Yıkımın eşiğinde, umudun ve aşkın savaşını anlatan “Ölü Kent 2 – Rhea”, sizi de bu karanlık dünyanın içine çekmeye hazır!
O Alıntılar
- “Bir insanı yürekten sevmek, onun için hata yapmayı göze almaktan mı geçerdi?”
- “Benim hatam, ellerimden kayan hayatım için verdiğim çaba mıydı yoksa kim olduğunu bile bilmediğim bir insanla ardıma bakmadan kaçmam mı?”
- “Bu sefer karanlık kuyuya atılan hangi taraftı?”
- “Ellerime aldığım gücün hiddetiyle yakacaktım ÖLÜ KENT’i.”
- “Benim cehennemim, Zebanilerin de sonuna mal olacaktı.”
- “Peki ya aşk? Başından beri hesap edemediğim o duygu seline ne olacaktı?”
- “Tanrı’nın unuttuğu sokakta cirit atan ölümsüzlere kim hükmedecekti?”
- “Yanağımdaki elini tutan elim, yavaşça karnıma gidiyor. Dermansız gözleri beni izlerken şaşkınlıkla aralanıyor ve ben son çare, bir çare söylüyorum gerçekleri. ‘Sen, ben ve o… Bir bebek… Hamileyim, Oktar.'”