Eric Carle «Aç Tırtıl» kitabının açıklaması
Eric Carle’ın Aç Tırtıl kitabı, yıllardır çocuk edebiyatının en sevilen klasiklerinden biri olmaya devam ediyor. İlk olarak 1969 yılında yayımlanan bu büyüleyici hikâye, 62 dile çevrildi ve 46 milyondan fazla satış rakamına ulaştı. Renkli ve etkileyici illüstrasyonları, basit ama akılda kalıcı anlatımıyla Aç Tırtıl, okul öncesi çocuklar için mükemmel bir okuma deneyimi sunuyor.
Hikâyenin kahramanı küçük ve çok aç bir tırtıl… Pazartesi günü karnını doyurmak için bir elma yemeye başlar. Salı günü iki kocaman armut, çarşamba günü üç tatlı erik, perşembe günü dört kırmızı çilek ve cuma günü beş sulu portakal yer. Ancak cumartesi günü iştahı iyice kabarır ve birbirinden leziz on farklı yiyeceğe gömülür! Peki ya pazar günü? Pazar günü, dingin bir şekilde dinlenmenin ve güzel bir kitap okumanın keyfini çıkarmanın tam zamanıdır.
Aç Tırtıl yalnızca çocukları eğlendiren bir hikâye değil, aynı zamanda temel kavramları öğretmeye yardımcı olan eğitici bir kitaptır. Günleri, sayıları, yiyecekleri ve doğadaki değişim sürecini eğlenceli bir şekilde tanıtan bu eser, küçük okurların hem kelime dağarcığını geliştirir hem de onlara doğanın büyüleyici döngüsünü anlatır. Tırtılın kelebeğe dönüşmesi, çocuklara sabır ve dönüşüm kavramlarını öğretirken aynı zamanda merak duygularını da besler.
Eric Carle’ın kendine özgü kolaj tekniğiyle yarattığı canlı resimler, çocukların dikkatini çekerken aynı zamanda hayal dünyalarını genişletir. Aç Tırtıl, nesilden nesile aktarılan ve her çocuğun kitaplığında bulunması gereken unutulmaz bir hikâyedir.
O kitap video yorumu
O Alıntılar
- Küçük yumurtadan bir tırtıl çıktı.
- Tırtıl çok açtı ve yiyecek aramaya başladı.
- Pazartesi günü bir elma yedi, ama hâlâ açtı.
- Cumartesi günü çok fazla şey yedi ve midesi ağrıdı.
- Ertesi gün tırtıl bir yeşil yaprak yedi ve kendini daha iyi hissetti.
- Artık küçük bir tırtıl değildi, kocaman ve tombul bir tırtıl olmuştu.
- Sonra bir koza yaptı ve içine girdi.
- Birkaç gün sonra güzel bir kelebek olarak dışarı çıktı.
- olanlarla olmayanlar. Bu duruşma salonunda biz inanca değer veririz, neye inanılırsa inanılsın.”