Binnur Şafak Nigiz «Gül Kuyusu» kitabının açıklaması
Binnur Şafak Nigiz’in “Gül Kuyusu” adlı romanı, genç bir kızın beklenmedik bir şekilde değişen hayatını konu alıyor. Gülçehre, çiçeklerle ilgilenmeyi seven, manga okumaktan ve k-drama izlemekten keyif alan, aynı zamanda üniversite sınavına hazırlanan sıradan bir gençtir. Günleri ders çalışmak ve hayal dünyasına dalmakla geçerken, bir anda hayatına adeta bir manga ya da k-dramadan fırlamış gibi görünen gizemli bir adam girer.
Bu yabancının ortaya çıkışıyla, Gülçehre’nin sakin ve tahmin edilebilir hayatı tamamen değişir. Artık o, sadece kendi hikayesinin değil, belki de çok daha büyük bir anlatının başrolü olmuştur. Ancak bu ani değişim, beraberinde birçok soru ve bilinmezlik getirir. Karşısındaki adam kimdir, neden onun hayatına bu şekilde dahil olmuştur ve en önemlisi, Gülçehre’nin kaderinde nasıl bir rol oynayacaktır?
Binnur Şafak Nigiz’in etkileyici kalemiyle şekillenen “Gül Kuyusu”, romantizm, gizem ve kendini keşfetme temalarını ustalıkla harmanlıyor. Sürükleyici olay örgüsü ve derin karakterleriyle okuyucuyu içine çeken bu hikaye, hayaller ve gerçekler arasındaki ince çizgide yürüyen genç bir kızın macerasını anlatıyor
O Alıntılar
- “Hayat, beklenmedik anlarda karşımıza çıkan sürprizlerle doludur.”
- “Sevgi, insanı en karanlık kuyulardan bile çıkarabilir.”
- “Geçmişin izleri, geleceğin yolunu aydınlatır.”
- “Her düşüş, yeni bir başlangıcın habercisidir.”
- “Korkularımızla yüzleşmeden, gerçek özgürlüğe ulaşamayız.”
- “Umut, en zor zamanlarda bile içimizde filizlenir.”
- “Dostluk, hayatın en değerli hazinesidir.”
- “Kendini tanımak, yaşamın en büyük keşfidir.”